ZİMİD Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Mehmet KAYA ve Genel Sekreter Prof. Dr. Enver DURMUŞOĞLU

(“Tarla Sera” dergisinin Eylül 2022 sayısında yayınlanmıştır.)

ABD ve Avrupa Birliği’nde yasak veya onaylanmamış aktif maddelerin kullanımı konusunda birçok kafa karıştırıcı bilgi mevcut. Doğru olarak bilinen yanlışların önüne geçmek için daha fazla bilgilendirme çalışmaları yapılması şart.

Tarımsal ürünlerde sorun olan hastalık, zararlı ve yabancı otlarla mücadelede kullanılan ürünler, üreticiler ve tüketiciler tarafından genelde tarım ilaçları veya pestisitler olarak bilinse de doğrusu, güncel yasal mevzuatta da belirtildiği gibi Bitki Koruma Ürünleri (BKÜ) olarak ifade edilmelidir. BKÜ, kısaca yasal olarak onaylanmış (ruhsatlı) ve kullanıma hazır hâlde olan ticari preparatlar olup genel olarak bir ve/veya iki bileşik içerenler büyük çoğunluktadır. BKÜ içerisinde, hedef organizmalara karşı etkili olan ve onları kontrol altına alan veya engelleyen ya da öldüren esas bileşik aktif madde olarak adlandırılır. Aktif madde, bir sentetik kimyasal, semiokimyasal ya da mikroorganizma kökenli olabilir. BKÜ içerisinde aktif madde ile birlikte aktif maddenin etkinliğini veya güvenliğini artıran farklı bileşikler de bulunabilir.

Geniş değerlendirmelerden geçiyor

Bir firma herhangi bir BKÜ’nü piyasada satışa sunmadan önce, o ürününü satmak istediği ülkenin ilgili kurumlarından izin almak zorundadır. Temelde birbirine benzese de her ülkenin BKÜ izinleri konusunda kendine özgü farklılıkları olabilen yasal mevzuatı vardır. ABD ve Avrupa Birliği Ülkeleri gibi gelişmiş ülkeler (G8: Gelişmiş 8 ülke; Almanya, ABD, Fransa, İtalya, İngiltere, Japonya, Kanada, Rusya) BKÜ’ni ruhsatlandırmadan önce içerdikleri aktif maddenin temel toksikolojik (insanlara riski) ve ekotoksikolojik (çevre ve çevredeki canlılara riski) yönden risk değerlendirilmesine esas çalışmaları değerlendirirler. Örneğin ABD’de insan ve çevre sağlığının korunması için bir aktif madde önce Çevre Koruma Ajansı (US Environmental Protection Agency EPA) tarafından değerlendirmeye alınır. Avrupa Birliği’nde ise bir aktif madde önce Avrupa Komisyonu (European Commission EC) ve Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (European Food Safety Authority EFSA) tarafından değerlendirilir.

Aktif madde değerlendirmeleri için gelişmiş ülkeler oldukça detaylı, kriter ve standartları daha önceden belirlenmiş ve uzun süre alan (yaklaşık 8-10 yıl) toksikolojik ve ekotoksikolojik çalışmaları talep ederler. Sadece uluslararası kuruluşlarca akredite edilmiş (GLP) kuruluşların gerçekleştirdikleri çalışmaları değerlendirmeye alırlar. Bu çalışmaları çeşitli gruplarca detaylı ve uzun süre (yaklaşık 3-5 yıl) değerlendirdikten sonra pratikte insan ve çevre sağlığını tehdit etmeyecek aktif maddeleri onaylar ya da daha detaylı değerlendirmeler devam ederek ek laboratuvar ve saha çalışmaları isterler. İnsan ve çevre sağlığı üzerine tolere edilemeyecek derecede riskli buldukları aktif maddelere onay vermezler. Onayladıkları aktif maddeleri de pratikte sorun olurlarsa hemen, sorun olmasa da her 10-15 yılda bir yeniden değerlendirmeye alırlar.

Türkiye, AB ve G8 ülkelerine göre hareket ediyor

Bir aktif maddenin insan ve çevre sağlığı açısından düşük ve kabul edilebilir sınırlar dahilinde bulunur ise ancak bu aşamadan sonra onaylanmış olan aktif maddeleri içeren BKÜ’nin ruhsatlandırılması için ruhsatlandırılacağı ülkedeki yetkili kurumlara söz konusu BKÜ’ne özgü bilgi ve belgeleri sunarlar. Doğal olarak her ülke kendi sınırları içerisinde yetiştirilen tarımsal ürünlerde sorun olan etmenlere karşı kullanım izin taleplerini değerlendirmeye alır. Her ülkenin ilgili otoriteleri sunulan bu belgeleri, değerlendirir ve uygun buldukları BKÜ’nin kullanımına izin verirler.

Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde ise aktif maddelerin toksikolojik ve ekotoksikolojik özelliklerini yapılacak çalışmalar üzerinden değerlendirmek yerine sadece AB ve G8 ülkelerinde onay almış aktif maddeleri içeren BKÜ’nin değerlendirmesi şeklinde gerçekleştirmektedir. Türkiye’deki ruhsat başvurularında, aktif madde ve ürüne ait toksikolojik ve ekotoksikolojik çalışmalar yanında ülkemiz koşullarında gerçekleştirilen biyolojik etkinlik, kalıntı vb. çalışmalar da incelenir. Uygun bulunanların piyasaya arzı ve kullanımına Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü (GKGM) tarafından izin verilir. Bazen ek çalışmalar talep edilir ve uygun bulunanlara ruhsat verilir ya da uygun görülmeyen BKÜ’ne ruhsat verilmez. ABD ve AB’de onayları kaldırılmış aktif maddeleri içeren BKÜ ülkemizde de belirli bir geçiş takvimine göre önce ithalat ve üretimleri durdurulur ve sonra ülke ihtiyaçları dikkate alınarak kullanımlarına son verilir. Bazı aktif maddeler ve bunları içeren BKÜ insan veya çevre sağlığı için ciddi sorunlara neden oldukları bilimsel olarak belgelendiğinde yasaklanabilmektedir. Ülkemizde de bu tip aktif maddeler derhal yasaklanmakta ve bu aktif maddeleri içeren BKÜ ruhsatları iptal edilerek ithalatı, imalatı ve kullanımları sonlandırılmaktadır.

En önemlisi kalıntı sorunu

Yukarıda genel olarak ifade edildiği gibi aktif madde ve BKÜ için onaylanmış, değerlendirmesi devam eden veya onaylanmamış terimleri oldukça net olsa da bazı çevrelerce onaylanmamış aktif madde veya BKÜ için yasak ifadesinin de kullanılması son dönemlerde doğru kabul edilen çok önemli yanlışlardandır. Bu yanlış anlaşılma nedeniyle tarımsal ürünlerde bu aktif maddelerin kalıntılarına rastlanıldığında yasak BKÜ kullanıldığı gibi yorumlar yapılmaktadır.

Bilindiği gibi BKÜ için insan ve çevre sağlığı açısından en önemli problem kalıntı sorunudur. Kalıntı, bitki koruma ürünü kullanımı sonucu, çevre ve gıdalarda bulunan metabolitleri dahil aktif madde miktarıdır. Resmi otoriteler tüketici sağlığını koruma altına almak için, günlük olarak alındığında hiçbir sağlık sorununa neden olmayacak miktarlarına (Acceptable Daily Intake, ADI) göre BKÜ’ne ruhsat verirken, yine tüketici sağlığını korumak adına üreticilerin önerilere uygun BKÜ uygulayıp uygulamadıklarını tarımsal ürünlerdeki kalıntıları takip ederek sağlarlar.

Başka ülkelerin MRL değerini baz almak doğru değil

Tarımsal ürünlerde sağlık açısından sorun olmayan kalıntı miktarı yani “Maximum Kalıntı Limiti” (MRL) olarak ad- MAKALE 82 I I EYLÜL 2022 landırılan değerler her üründe her aktif madde için mg/kg veya milyonda bir anlamına gelen “ppm” cinsinden ifade edilir. MRL değerleri çeşitli ülkelerde söz konusu aktif maddelerin ruhsatlı olup olmamaları ve söz konusu ürünlerin tüketim miktarları dikkate alınarak oldukça farklı ilan edilebilmektedir. Bu nedenle her ülke kendi içinde tarımsal ürünlerin yasal olarak pazara yani tüketime sunulabilmesi için belirledikleri MRL değerlerine uygunluğunu kontrol etmekte ve belirledikleri MRL değerlerinin üzerinde kalıntı içeren tarımsal ürünlerin piyasaya sürülmesini engellemektedirler. İşte bu nokta da ülkeler arası farklı MRL değerleri uluslararası ticarete konu olan tarımsal ürünlerde farklı yorumlara neden olmaktadırlar. Örneğin bir ülkede ruhsatlı olmayan bir aktif maddenin MRL değeri belirlenmediğinde söz konusu aktif maddenin MRL değeri olarak tüm tarımsal ürünlerdeki nitel olarak tespit edilebilecek en düşük değeri (Limit of Quantification, LoQ) MRL değeri olarak kabul ve ilan edilir. Oysa aynı aktif maddeyi içeren BKÜ’ni ruhsatlamış bir ülkede MRL değeri nitel tespit oranından çok daha yüksek oranda tespit ve ilan edilebilmektedir.

Hiçbir otorite kendi ülkesinde kullanımına izin verdiği ürünlerdeki toplam MRL değerlerini söz konusu aktif maddenin ADI değerini aşacak şekilde belirleyemez. Yani ADI değeri toksikolojik açıdan aşılmaması gereken sınırı gösterirken MRL değeri toksikolojik olarak belirlenmiş bir değer olmayıp, ülkelere ve ruhsatlandırma durumuna göre değişebilen bir değerdir. Dolayısıyla her ne kadar ihracat açısından bir ürünün ihraç edildiği ülkeye göre MRL değerlerine uygunluğu zorunlu olsa da söz konusu tarımsal ürünlerdeki BKÜ kalıntılarının risklerini değerlendirirken başka ülkedeki MRL değerini baz almak çok da doğru bir yaklaşım değildir. Hele bu konuda bazı aktif maddelerin toksikolojik açıdan riskli oldukları için yasaklanmış olmasından dolayı düşük nitel tayin sınırında MRL değeri belirlenmiş olmasıyla kullanımına henüz izin verilmemiş bazı aktif maddeler için de düşük nitel tayin sınırında MRL değeri ilan edilmiş olmasını aynı kefeye koymamak gerekmektedir.

Aktif maddeler için 3 farklı onay durumu var

İşte yukarıda ifade edilen bilgiler çerçevesinde, bu makalede özellikle Avrupa Birliği’nde yasak veya onaylanmamış aktif maddelerin ülkemizdeki ruhsatlı olup olmama durumu karşılaştırmalı olarak irdelenerek MRL değerleri üzerinden bir değerlendirme yapılarak onaylı veya onaysız aktif madde kalıntılarının çok yanlış yorumlanabildiğine dikkat çekilecektir. Ülkemizde ihraç ürünlerinde özellikle zirai ilaçlama programları oluşturulmasında seçilecek BKÜ içindeki aktif maddelerin ürün ihracatında ortaya çıkabilecek sorunları açıklanmaya çalışılacak ve sonuçta gıdalarda kalıntı konusunda doğru olduğu sanılan yanlışlar ortaya konacaktır.

AB veri tabanı incelendiğinde aktif maddeler için 3 farklı onay durumu vardır. Bunlar;

  1. Kabul edilenler (Approved)
  2. İnceleme aşamasında olanlar (Pending)
  3. Kabul edilmeyenler (Not approved)

AB’de kabul edilmeyen aktif maddeleri içeren BKÜ’nin ülkemizdeki ruhsat durumu ve söz konusu aktif maddelerinin MRL değerlerini karşılaştırmalı olarak incelediğimizde 6 farklı durum ortaya çıkmaktadır:

  1. AB ile Türkiye’de kabul edilmeyen ve MRL değerleri nitel tayin sınırında olanlar.
  2. AB ile Türkiye’de kabul edilmeyen ancak Türkiye’de bazı ürünlerde kullanımına geçici olarak izin verilen ve MRL değerleri nitel tayin sınırında ve/veya üzerinde olanlar.
  3. AB ile Türkiye’de kabul edilmeyen ancak birçok üründe nitel tayin sınırı üzerinde MRL değeri olanlar.
  4. AB’de kabul edilmeyen ancak Türkiye’de kabul edilen ve birçok üründe nitel tayin sınırı üzerinde MRL değeri olanlar.
  5. AB’de kabul edilmeyen ancak Türkiye’de kabul edilen ve MRL değerleri nitel tayin sınırında olanlar.
  6. AB’de değerlendirmeye alınmamış veya değerlendirmesi devam eden dolayısıyla Türkiye’de de henüz kabul edilmeyenler.

– AB ile Türkiye’de kabul edilmeyen ve MRL değerleri nitel tayin sınırında olanlar

Bu grupta yer alan aktif maddeler AB’de değerlendirmesi tamamlanmış ve onayları kaldırılmış yani pratikte yasaklanmıştır. Bu nedenle ülkemizde de bu aktif maddeleri içeren BKÜ’nin üretim, ithalat ve kullanımları yasaklanmıştır. Bu grupta yer alan Bakanlığımızca yasaklanmış 200’e yakın sayıdaki aktif maddenin tüm ürün gruplarındaki MRL değerleri nitel tayin sınırındadır. Analiz sonucunda bu aktif maddelerin tespit edilen en EYLÜL 2022 I I 83 düşük miktarlarına bile tolerans gösterilmeyip tarımsal ürünlerin kalıntı analizlerinde tespit edilmesi durumunda söz konusu ürün ve/veya gıdalar yasal olarak ticarete konu olamaz, ihraç edilemez, kullanılamaz, tüketilemez ve imha edilmesi zorunludur. AB RASFF (Rapid Alert System for Food and Feed: Gıda ve Yemler için Hızlı Alarm Sistemi) Türkiye orjinli tarımsal ürünlerdeki pestisit kalıntısı bildirimlerinin büyük çoğunluğu bu grupta yer alan aktif madde kalıntıları nedeniyle olmaktadır.

Örneğin Chlorpyrifos bu gruptadır ve hem AB’de hem de Türkiye’de yasaklanmış bu aktif maddenin Türkiye’de maalesef kaçak olarak satılması ve üreticilerin hâlen kullanmaları nedeniyle başta turunçgiller olmak üzere birçok üründe kalıntılarına rastlanmaktadır.

– AB ile Türkiye’de kabul edilmeyen ancak Türkiye’de bazı ürünlerde kullanımına geçici olarak izin verilen ve MRL değerleri nitel tayin sınırında ve/veya üzerinde olanlar

Bu grupta bulunan aktif maddeler temel olarak 1 numaralı konu başlığındakilerle hemen hemen aynı durumdadır. AB’de kabul edilmeyen bu aktif maddeleri içeren BKÜ Türkiye’de de yasaklanmıştır ancak ülke ihtiyaçları ve henüz alternatifleri olmaması nedeniyle bu BKÜ ülkemizde sadece belirli ürünlerde ve belirli bir süre daha yani oldukça kısıtlı ve geçici olarak kullanımına izin verilen ürünlerdir. Kısıtlı kullanım süresi verilen bu tip BKÜ için koşullar ve ihtiyacın devam etmesi durumunda kullanım süresi yine belirli süre için Bakanlıkça uzatılabilmektedir. İhtiyaç ortadan kalkmış ve/veya alternatifleri oluşmuş ise kullanım otorite tarafından belirli bir geçiş takvimi çerçevesinde tamamen sonlandırılmaktadır. Bu kategoride bulunun aktif maddelere en iyi örnekler tohum ilaçlamasında kullanılan BKÜ ile pamukta kullanılan koza açtırıcı ve yaprak döktürücülerdir. Örneğin Türkiye’de imidacloprid aktif maddesinin tüm yeşil aksam kullanımları sonlandırıldığı hâlde ihtiyaç nedeniyle tohum, çim ve palmiye ağaçlarındaki kullanımları geçici olarak devam etmektedir. Diğer yandan yine ihtiyaç ve alternatif olmaması nedeniyle thiamethoxam ve thiram aktif maddelerinin Türkiye’de sadece tohum uygulamalarına geçici izin verilmektedir. Bu aktif maddelerden thiramın tüm MRL değerleri nitel tayin sınırı olarak tespit edilmiş olup imidacloprid ve thiamethoxam için hem nitel tayin sınırı (0,01 ppm) hem de birçok üründe kabul edilen MRL değerleri mevcuttur. Örneğin thiomethoxamın MRL değerleri mısır ve buğdayda 0,05, arpa ve yağlık zeytinde 0,4, fesleğende 1,5 hatta marulda 5 ppm’dir. – AB ile Türkiye’de kabul edilmeyen ancak birçok üründe nitel tayin sınırı üzerinde MRL değeri olanlar Bu grupta yer alan aktif maddeler her ne kadar kabul edilemeyenler içerisinde yer alsalar da gerçekte bir yasak söz konusu değildir. Genellikle AB’de başvuru sonrası değerlendirme sırasında tamamlamayan süreçler ve/veya değişen mevzuat nedeniyle istenen yeni rapor ve çalışmaların tamamlanmaması ve ilgili otoriteye sunulmaması nedeniyle bu aktif maddeler de kabul edilmeyenler listesi içinde yer alır, yani gerekli belge ve bilgileri belirtilen zamanda firmaları tarafından sunulmadığı için bu aktif maddeler de otomatik olarak kabul edilmeyenler listesine girerler. Bu aktif maddelerin firması tarafından desteklenen ürünlerde belirlenmiş MRL değerleri mevcuttur. Bu gruba en iyi örneklerden birisi novalurondur.

Novaluron, AB’de mevzuatın değişmesi sonrası istenen bilgi ve belgeleri komisyona sunulmadığı için verilen zaman diliminin sonunda otomatik olarak kabul edilmeyenler listesine girmiştir. Türkiye’de de bu aktif maddenin ithalat, imalat ve kullanımlarına son verilmiştir. Oysa novaluron başta ABD, Kanada gibi gelişmiş ülkeler olmak üzere 40’a yakın ülkede ruhsatlı olup 25’e yakın üründe kabul edilmiş uygun MRL değerlerine sahiptir. Hatta AB’de MRL değerleri kiraz ve yaban mersininde 7, armut, kayısı ve şeftalide 3, elmada 2, erikte 1 ppm gibi nitel tayin sınırı (0,01 ppm)’dan yüzlerce kat yüksektir.

 – AB’de kabul edilmeyen ancak Türkiye’de kabul edilen ve birçok üründe nitel tayin sınırı üzerinde MRL değeri olanlar

Bu kategoride yer alan aktif maddeler AB’de kabul edilmeyen listesinde yer alırken ülkemizde bazı ürünlerde hâlen ruhsatlı olup kullanımına devam edilmektedir. Şimdilik bir kısıtlama da söz konusu değildir. Genel olarak bu grupta yer alan aktif maddelerin ülkemizde de bir süre sonra yasaklanması veya kısıtlanması tartışılmaktadır. Bu kategorideki aktif maddelere örnek olarak thiophonate-methyl ve prochloraz verilebilir. Bu ve benzer durumda olan aktif maddelerin firmalarınca desteklenen ürünlerde MRL değerleri hâlen mevcut olup desteklenmeyen ürünlerde ise MRL değerleri nitel tayin sınırındadır. Bu aktif maddeleri içeren BKÜ’nin kullanıldığı ihracat ürünlerinde istenilen MRL değerlerinin sağlanması koşuluyla uluslararası ticarette sorun oluşturmaması gerekir.

– AB’de kabul edilmeyen ancak Türkiye’de kabul edilen ve MRL değerleri nitel tayin sınırında olanlar

Bu grupta yer alan aktif maddeler AB’de kabul edilmemiş olmalarına karşın G8 ülkelerinde kullanımda olmalarından dolayı söz konusu aktif maddeleri içeren BKÜ’nin ülkemizde kullanımına devam edilmektedir. Bu grupta yer alan aktif maddelere örnek olarak afidopyropen, pyroxasulfone, pretilachlor ve quinclorac verilebilir. Bu aktif maddeler için doğal olarak AB’de herhangi bir MRL değeri tespit edilmemiştir. Dolayısıyla bu aktif maddeler için gerekli olması durumunda uluslararası ticarette MRL değeri olarak nitel tayin sınırı esas alınacaktır.

– AB’de değerlendirmeye alınmamış veya değerlendirmesi devam eden dolayısıyla Türkiye’de de henüz kabul edilmeyenler

Bu grupta yer alan aktif maddeler henüz AB ve G8’de onaylanmadıkları için Türkiye’de de yasal mevzuat yani yönetmelik gereği ruhsatlandırılması mümkün olmayan aktif maddelerdir. Sayıları çok fazla olmasa da metyltetrapol ve floryrpicoxamide gibi aktif madddeler ile Bacillus amyloliquefaciens gibi mikrobiyal pestisitler bu grupta yer almaktadır. Bu gibi aktif maddelerin değerlendirme süreçleri devam etmekte olduğundan henüz kabul edilmiş hangi bir MRL değeri tespit ve ilan edilmemiş olup en alt sınır olana nitel tayin limitine tabidirler. Büyük bir çoğunluğu için beklenti, kabul edilmeleri yönünde olup kabul edilme sonrası ülkemizde de bu tip aktif maddeleri içeren BKÜ’nin ticari ürün olarak pazarda yer almaları muhtemeldir.

Kalıntı tespit edildiğinde ürün resmi olarak ticari değer taşımıyor

Yukarıdakiler dışında belki AB’de ve dolayısıyla Türkiye’de herhangi bir değerlendirmeye alınmayan aktif maddeleri içeren BKÜ için de konuyu irdelemek gerekirse bu tür aktif maddeler AB’de onaylanmadıkları için Türkiye’de de ruhsatlandırılması mümkün olmayan aktif maddelerdir. Bu aktif maddeler AB ve Türkiye dışında bazı ülkelerde ruhsatlanmış olsalar da söz konusu aktif maddeleri içeren BKÜ ruhsatlı oldukları ülkelerde kullanıldığından, söz konusu ürünün AB ve/veya Türkiye’ye ihraç edilmesi durumunda MRL olarak en alt limit olan nitel tayin sınırı dikkate alınmaktadır. Söz konusu ithal ürünlerin analizlerinde nitel tayin sınırında olsa bile bu aktif maddelerin kalıntısı tespit edildiğinde ürün resmi olarak ticari değer taşımayacaktır.

Sonuç olarak AB’de onaylanmamış aktif maddelerin tümünü yasaklanmış aktif maddeler olarak değerlendirmemek gerekir. Nitekim bazı aktif maddeler için AB’de kullanımı için başvuru sonrası talep edilen ek evrakların zamanında tamamlanması nedeniyle onaylanmamış listesine dahil ettiklerini de unutmamak gerekir. Diğer yandan yukarıda detaylıca irdelendiği gibi AB’de onaylanmamış aktif maddelerinin tarımsal ürünlerdeki nitel tayin sınırında bırakılmış MRL değerlerin de farklı nedenlere dayanabileceğini dikkate almak gereklidir.

MRL değerleri ülkelere ve ruhsatlandırma durumuna göre değişiyor

Toksikoloji biliminin temel ilkelerinden bilindiği üzere her şeyin fazlası canlılar üzerinde olumsuz etkiye sahiptir ancak her madde için belirli sınırların altındaki miktarları da sağlık açısından herhangi bir olumsuz etkiye neden olmamaktadır. Bu noktadan hareketle, BKÜ’nin sorun olan miktarları dikkate alınarak ne kadar tehlikeli bir ürün olabildikleri etiketlerinde yer alan piktogramlar sayesinde kolayca anlaşılabilmekte, günlük olarak alındığında hiçbir sağlık sorununa neden olmayacak miktarları (Acceptable Daily Intake ADI) da uygulayıcı ve tüketici sağlığını korumak için takip edilecek değerleri belirlemek adına kullanılmaktadır. Aktif maddelerin ADI değerleri toksikolojik açıdan aşılmaması gereken limiti göstermektedir. MRL değerleri ise ülkelere ve ruhsatlandırma durumuna göre değişebilen bir değer olup resmi otoritelerin tarımsal ürünlerde BKÜ’nin önerilere uygun kullanılıp kullanılmadığını takip etmek için belirlenmektedir.

Dolayısıyla tarımsal ürünlerin ülkelere göre belirlenmiş MRL değerlerine uygunluğu ticari açıdan dikkat edilmesi gereken çok önemli bir husus olsa da toksikolojik açıdan MRL değerini baz almak çok da doğru bir yaklaşım değildir. Nitekim birçok aktif madde AB’de ruhsatlı olmadığı veya o tarımsal üründe ruhsatlı olmadığı için MRL değeri olarak bazı ürünlerde nitel tayin sınırları dikkate alınsa da başka ülkelerde veya başka ürünlerde ruhsatlı olduğu için aynı aktif maddelerin aynı üründe veya farklı bir üründe nitel tayin sınırının yüzlerce kat üzerinde MRL değerleri kabul edilebilmektedir.